Sanat tarihinde iz bırakan Jackson Pollock, soyut dışavurumculuğun öncü isimlerinden biri olarak tanınır. Özellikle 1945-1955 yılları arasında, Amerikan sanat kamuoyunun oldukça dikkatini çekmiştir. Jackson Pollock’a, Modern Sanat Tarihi’nde önemli ve ayrıcalıklı bir yer edinmesini sağlayan etkenlerin başında uyumsuz kişiliği ve ruhsal yönden yaşadığı zorluklar gelmektedir. Bu bağlamda Jackson Pollock'un hayatı ve eserleri oldukça dikkat çekmekle birlikte karşı tarafı düşündürmektedir. Pollock’un sanat hayatına bakıldığında özgünlük ve yaratıcılık başta olmak üzere duygusal izlerin etkisine de rastlamak mümkündür.
Amerika’nın sanat sahnesinde çığır açan Pollock, 20. yüzyılın en etkileyici soyut dışavurumcu sanatçılarındandır. Sanatçı, benzeri olmayan soyut kompozisyonları ve “drip painting” olarak nitelendirilen damlatma tekniğiyle sanat dünyasına damgasını vurmuştur. İlk olarak figüratif çalışmalar yapan ressam, soyut dışavurumculuğun sınırlarını zorlayan sayılı ressamlardandır.
Sanat eğitimi almadan, özgün bir üslup geliştiren ressam, geleneksel sanat kurallarından uzaklaşmıştır. Pollock, resim çalışmaları sırasında atölyesini boyama yapmaya elverişli bir şekilde düzenlemiş ve bu da damlama tekniğini kullanmasına olanak sağlamıştır. Sanat kariyerinin başlarında figüratif çalışmalar yapsa da daha çok soyut dışavurumculuğa yönelmesiyle ün kazanmıştır. Ayrıca müzik, sanatçının eserlerini büyük oranda etkilemiş ve ona ilham kaynağı olmuştur. Tüm bunlar Jackson Pollock hakkında az bilinenler olarak Sanat Tarihi alanında yerini almıştır.
28 Ocak 1912 tarihinde Wyoming’de dünyaya gelen Pollock, Stella May MacLure ile Le Roy Pollock’un beşinci çocuğudur. Hayatının ilk dönemlerinde ailesiyle birlikte Amerika’nın batı kesiminde büyüyen sanatçının, genç yaşlardan itibaren sanata ilgi olduğu bilinmektedir. Böylelikle sanat kariyerinin temelini atan ressam, 1930 yılların ortalarında New York’a taşınmış ve burada ilk eğitimini almıştır. Jackson Pollock, dönemin Modern Sanat hareketlerinden etkilenmiş ve Soyut Dışavurumculuk akımına yönelmiştir. Kendine özgü bir üslubu olan ressam, damlatma tekniği ile tanınmaktadır. Bu teknikle, tuvali yere serip boyaları damlatarak gelişigüzel ve kontrolsüz kompozisyonlar oluşturmuştur. Kullandığı teknik sayesinde Soyut Dışavurumculuk akımının önde gelen isimlerinden biri olarak sanat dünyasında kendini göstermiştir.
Sanatçının çocukluğunu babasından ayrı geçirmesi ve annesinin otoriter bir kişiliğe sahip olması, yetişkinlik dönemlerinde yaşadığı sıkıntıların sebepleri arasındadır. Kişisel hayatında sorunları olan sanatçı, alkolizmle mücadele etmiş ve bu durum zaman zaman sanatını etkilemiştir. Buna rağmen ressamın sanatı, hâlen daha günümüzde sanatseverler ve eleştirmenlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Jackson Pollock, 11 Ağustos 1956 tarihinde bir trafik kazasında yaşamını yitirmiştir. Sanatıyla özgün ve etkileyici bir miras bırakan ressam, ölümünden sonra dâhi yaşamaya devam eden Modern Sanat’ın en değerli ressamları arasında yer almaktadır.
20. yüzyılın ikinci yarısında Amerika’da çığır açan Pollock, resimlerinde kullandığı damlatma tekniğiyle birbirinden farklı eserler meydana getirmiştir. “Drip painting” olarak bilinen damlatma tekniği ile yaptığı tuvaller, görsel bir şölen sunmaktadır. Boya karıştırma, fırça kullanımı vb. gibi çokça bilinen gelenekçi uygulamaları kullanmayı bırakan ressam, damlatma tekniği sayesinde yere serdiği devasa boyutlardaki tuval bezleri üzerinde hareket ederek boyayı dökme, damlatma ve fırlatma ile “sonradan hareket (aksiyon) resmi” olarak nitelendirilen tablolar yapmıştır. Jackson Pollock, izleyiciye enerji veren bu tür eserleriyle soyut bir anlatım yaratmayı başarmıştır. Tüm eserleri sanat dünyasında önemli ve etkili izler bırakmıştır.
Pollock, sanat hayatı boyunca birçok eser resmetmiş ve bu başyapıtları büyük bir ilgi görmüştür. Jackson Pollock'un en önemli eserleri arasında Numara 23, Lavanta Sisi (Lavander Mist), 34 Numara, Duvar (Mural), Sonbahar Ritmi (30 numara), Mask, Flame, Sulu Yollar (Watery Paths), Blue-Moby Dick ve No. 5 isimli tablolar yer almaktadır. Bu değerli tabloların birkaçını bizimle birlikte incelemeye ne dersiniz?
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
“Numara 23” isimli tablo Jackson Pollock tarafından soyut sanat anlayışı ile yapılmıştır. Söz konusu tablo, Pollock’un en ünlü tabloları arasında yer almaktadır. Ressam, bu eserinde “yalnızca siyah dökülmelerden” oluşan bir grup yaratmak için tüm yüzeyi kaplayan renkli damlatma resimlerinden bir süreliğine uzaklaşmıştır. Bu eserde inceltilmiş emaye boya kullanılmıştır. Boya, fırlatılmış veya büyük bir teyel şırıngasıyla püskürtülmüş olup astarlanmamış tuvale sızmaktadır. Oldukça yavaş kuruyan bu boya sanatçının hâl, hareket ve duygularını harmanlayıp birleştirmektedir.
Resimde yüz ve göğüslere ( ya da ellere ?) yer verildiği ve bunların bilinçaltından gelen gizemli figürler olduğu düşünülmektedir. Bu eserde sanatçının Sürrealizm (gerçeküstücülük) ve psikolojiye duyduğu ilgiyi görmek mümkündür. Ayrıca resim malzemeleri ve süreçlerine dair devam eden tecrübelerine de şahit olmaktayız. Bu değerli Jackson Pollock sanat eserini Tablohane'de bulabilir ve farklı tablo modellerine göz atarak istediğiniz modeli seçip satın alabilirsiniz. Tabloyu duvarlarınızı süslemek amacıyla salon tablosu veya çalışma odası kanvas tablo modeli olarak kullanmak için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
1940 yılına ait olan “Lavanta Sisi (Lavander Mist)” isimli eser Jackson Pollock’un kariyerindeki erken dönem eserleri arasındadır. Bu eser, Soyut Dışavurumculuk ile tanıştığı ve bu üslubu geliştirmeye başladığı dönemin yansımasıdır. Lavanta Sisi tablosunda sanatçı henüz damlatma tekniğini kullanmamış olsa da soyut bir kompozisyonun temellerini atmıştır. Söz konusu tablo, Pollock’un soyut ifadesini keşfetmeye başladığı ilk örnektir.
“Duvar (Mural)” isimli bu eser Jackson Pollock ile ünlü fotoğrafçı John Szarkowski iş birliğiyle yaratılmıştır. 1943 yılına ait keten üzerine yağlı boya ile yapılan eser 243 x 604 cm. ölçülerine sahip Pollock'un en büyük tuvalidir. Söz konusu eser, soyut ifadenin taşıdığı anlam ve etkileyiciliğiyle izleyiciyi düşündürürken aynı zamanda başka bir dünyaya taşıyor. Duvar (Mural), ressamın üslubunun evrimini net bir şekilde açığa çıkaran eserlerdendir. Soyut dışavurumculuğun olgunlaştığı bir dönemde önemli bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
1947 yılına ait “Sulu Yollar (Watery Paths)” isimli eser 114x86 cm ölçülerinde tuval üzerine yağlıboya olarak yapılmıştır. Jackson Pollock’un bu tablosu soyut dışavurumculuğu yansıtan en önemli resimler arasında bulunmaktadır. Yansıttığı düşünceler ve verdiği enerjiyle izleyicilerin dikkatini çekmektedir. Bu eseri Tablohane üzerinden cam tablo çeşitleri arasında bulabilir ve dilerseniz cam tablo dilerseniz de kanvas tablo olarak satın alabilirsiniz. Duvarlarınızı süslemek ya da dekoratif tablo modellerinize bir yenisini daha eklemek için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
1948 yılına ait “No.5” isimli bu tablo, damlatma tekniğinin doruğa ulaştığı ve soyut dışavurumculuğu yansıtan en önemli Jackson Pollock tabloları arasında yer alır. Büyük bir tuval üzerine yapılmış eser, tamamen gelişigüzel damlatılmış ve dökülmüş boya damlaları ile oluşturulmuştur. Pollock’un 5 Numara tablosu söz konusu dönemdeki kendine özgü sanat üslubunu ve alanındaki ustalığını yansıtmaktadır. Bu tablo verdiği enerji ve ifade ettiği soyut anlamla izleyicilerde büyük ilgi uyandırmaktadır.
Önceki yazımıza https://www.tablohane.com/blog/yapay-zeka-ile-sanat-uretimi-dijital-eserlerinizi-nasil-tablolara-donusturebilirsiniz-1263 linkinden ulaşabilirsiniz.