Barok sanatın en ünlü isimlerinden birisi Johannes Vermeer, sanat tarihine damga vurmuş isimlerden birisidir. Resimde, gerek ele aldığı konular, gerekse resmin tekniği ile sanat tarihi açısından oldukça önem arz eder. Romantik temalarla ve belli başlı renk tonajları ile ön plana çıkan sanatçı çok geç keşfedilmesine rağmen Hollanda Altın Çağı’nın önemli isimlerinden biri olmuştur. Tablohane olarak bugünkü içeriğimizde, Johannes Vermeer’in hayatı, eserleri ve ünlü tablolarına değineceğiz. Ardından Johannes Vermeer eserlerinin bazılarını analiz edeceğiz. Sanat tablolarının büyüsüne kapılacağınız bu içerik için keyifli okumalar dileriz.
Hollanda Altın Çağı’nın ünlü sanatçılarından Johannes Vermeer’in kısaca hayatı sanat, ailesi ve yoksulluk içinde geçmiştir. 31 Ekim 1632 yılında dünyaya gelen sanatçı, orta sınıf bir ailenin çocuğuydu. Gençlik yılları bir dönem Amsterdam’da sanatçılar sokağında geçen sanatçı, 1615 yılında bir kadınla tanıştı ve evlendi 1620’li yıllarda ise ilk kızı dünyaya geldi. Vermeer ve Catherina’nın tam on dört çocuğu oldu. On tanesi yaşayan bu çocukların yedisi kız üçü erkekti. Kadın figürlerine resimlerinde çokça yer vermesinde eşi ve kız çocuklarının çok olmasından kaynaklı olduğu düşünülebilir.
1630’lu yıllarda ise Vermeer, sanat eserlerini satmaya başlamıştır. Maddi durumunu toparlamayı bir nebze başaran sanatçı, 1631 yılında ‘’Uçan Tilki’’ adında bir han satın aldı. Sanatçının evi aynı zamanda atölyesiydi. Muhtemelen çizdiği resimler ve kullandığı renklerden daha canlı bir yaşam süremedi.
Vermeer’in hayatı tam olarak bilinmemekle beraber, Hollanda’nın Delft kentine yaşadığı düşünülmektedir. Protestan olan Vermeer’in eşi Catherina Bolenes bir katolikti. Dönemin sosyal ve kültürel yapısı düşünüldüğünde evlilikleri pek de uygun olmayan bu durumdu. Fakat bu durum, o dönemlerde sanatçı için oldukça uygundu. Çünkü, eşi Catherina’nın annesi Vermeer’e göre oldukça varlıklı zengin bir kadındı. Bu evlilik içinde yaşanan katolik protestan konuları oldukça karmaşık olmakla beraber Vermeer’in sanatçı kişiliğini etkilemiş olacak ki 1672 yılında Katolik İnancının Alegorisi isimli bir eser yapmıştır.
Başarılı ve taşralı sanatçı, Janr ya da genre olarak da bilinen tür ressamıydı. Yani, resmini yaparken daha çok günlük yaşamdan etkileniyordu. Dönemin bazı sanatçıları ya da sanat eleştirmenleri Vermeer’i ‘’Delft’in Sfenksi’’ olarak adlandırmışlardı. Resimlerinin detaylarına oldukça ağırlık veren ve dikkatle çalışan sanatçı canlı ve parlak renkleri seçiyordu. Sanat tarihinde de canlı ve parlak renkleri ile bilinen İnci Küpeli Kız’ın ressamı sanat eserlerinde adeta başka bir dünya yaratıyordu. Genellikle sevgi, sevgi eksikliği aşk, aşkın acısı, yalnızlık, kadın gibi temalara ise resimlerinde yer veriyordu. Johannes Vermeer ölümünün ardından tam iki yüzyıl boyunca unutulmuştu. Sanat eleştirmeni Thoré Bürger Vermeer’i 1866 yılında keşfetmiş olmasaydı sanat tarihinde özellikle Hollanda altın çağı için çok büyük bir eksiklik yaratırdı.
Vermeer, sanat tarihinin ünlü pek çok eserini yapmıştır. İnci Küpeli Kız, Süt Boşaltan Kadın, Açık Pencere Önünde Mektup Okuyan Kız, Terazi Tutan Kadın, Resim Sanatı, Dantel Ören Kız, Kırmızı Şapkalı Kız gibi pek çok ünlü eseri vardır. Başta İnci Küpeli Kadın tablosu olmak üzere, 1600’lü yılların Barok sanatın egemen olduğu Avrupa’da kadın figürlerin ön planda olduğu pek çok eser yapmıştır.
Johannes Vermeer, eserlerinde sarı ve mavinin canlı tonlarına öncelik vermiştir. Genellikle yalnızlık, hasret, aşk, bir aşk mektubu ile kavuşma gibi temaları kadın figürleriyle ilişkilendirerek resimlerine romantik bir enerji katmıştır. Sanatçının çizdiği kadınlar, gündelik işleri yaparken kendi içinde manevi bir yolculuk içindedir. Aynı zamanda Resim Sanatı ve Konser gibi eserlerinde dönemin sosyal yapısı, sanatın nasıl olduğu ve toplumun sanata bakış açısı ile kadın figürlerini ilişkilendirmiştir. Sosyal yapı, sanat ve kadın Vermeer’in bu eserleri ile adeta tarihi belge niteliği taşır.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Günümüzde bir anket yapılsa ve “İnci Küpeli Kız kimin eseri?” diye sorulsa pek çok kişi eserin Johannes Vermeer’e ait olduğunu bilir. Peki İnci Küpeli Kız’ı bu kadar ünlü yapan şey nedir? İnci Küpeli Kız’ın hikayesi nedir? Bu eser aslında sanat tarihinde Leonardo Da Vinci’nin eseri olan ünlü Mona Lisa ile çok benzer. Hatta, ‘’Hollanda’nın Mona Lisa’sı’’ olarak da bilinir.
İnci Küpeli Kız, sanatçının hayal ürününden ziyade gerçek bir model olduğu düşünülmektedir. Resimdeki kadın, görünüş itibariyle hem modern bir Avrupalıyı andırırken hem de oryantal üslupta yapılmıştır. Bu durum da zengin bir kültür şöleni sunuyor. Aynı zamanda resimdeki genç kadın tıpkı Mona Lisa gibi, yarı gülen yarı ifadesiz bir suratla gözlerini seyirciye dikmiştir. Seyirciye tamamen yan olan genç kadın kafasını size yöneltmiştir ve gözleri sizin gözlerinizdedir yani eser iletişim kurar. 16. yüzyıldan 21. yüzyıla genç bir kadının, bir sanat eserinin baktığınızda sizinle göz teması kurması ve sanatsal deneyim yaratması da oldukça etkileyici bir durumdur. Sanatçının, İnci Küpeli Kız eserini kanvas tablo modelinde incelemek ve satın almak için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Hollanda'nın Delft kenti, Sanatçı Johannes Vermeer’in yaşadığı kentti, erken sanat eserlerinden biri olan Delft Manzarası, gerçekçi bir üslupta yapılmış. Perspektifin egemen olduğu bu resimde kanal, çeşitli binalar, gemiler, ve şehre doğru bakan bazı erkek ve kadın figürleri yer alıyor. 1660 yılında yapılan bu resim, dönemin kent ve peyzajına yönelik de bir tarihi belge niteliğindedir. Resim manzara bütünlüğü ile pek çok insana, sanatçıya ilham olmuştur. Örneğin; ünlü kitap, Kayıp Zamanın İzinde’nin içinde geçer ve yazarı Marcel Proust’un ‘’dünyanın en güzel resmi’’ şekildeki yorumuyla çokça etkilendiğini bilmekteyiz. Vermeer’in bu etkileyi kent manzarası resminde mavi ve sarı tonlarının egemen olduğunu da görebiliriz. Sanatçının çeşitli eserlerini farklı tablo modelleri formatında satın almak için Tablohane’yi ziyaret edebilirisiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
İnci Küpeli Kız’dan sonra Johannes Vermeer’in en ünlü resmi Sütçü Kız resmi. Bu resimde yine kuşkusuz sarı ve mavi tonlarının kadının kıyafeti üzerinde canlı bir şekilde var olduğunu görebiliriz. Sütü testiden kaba boşaltan kadın vakur duruşuyla sakince günlük işlerini yaparken adeta resme yakalanmıştır. Vermeer, gün içindeki küçük bir anı yakalamıştır. Eve ve aile temalarına resimlerinde çokça yer veren Vermeer, bu esere Sütçü Kız ismini vermiş olsa da ev işlerini gören bir kadındır. Sütçü değildir. Sütü yavaşça dökerken tamamen ana odaklanmış olan bu kadın aslında içsel dünyasına gömülmüştür.
Kadının iç dünyasında hissettiği yalnızlık resme bakan herkesi etkisi altına alır. Aynı zamanda dönemin sosyal yapısı düşünüldüğünde evde ev işlerini gören, ev işlerine hizmet eden kadınlar cinsel obje olarak görülüyordu. Çünkü bu dönemdeki bu kadınlar kolay ulaşılabilir pozisyonundaydı. Bu açıdan bakıldığında ise erotizmi de temsil eden bir eser olduğunu söyleyebiliriz. Vermeer’in Sütçü Kız tablosunu cam ve MDF tablo seçeneği ile satın almak için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
Önceki yazımıza https://www.tablohane.com/blog/unlu-tablolardan-ilham-alan-10-film-sahnesi-1249 linkinden ulaşabilirsiniz.