Sanatın en büyüleyici noktası, farklı sanat dallarının, farklı temların, farklı tekniklerin ortak bir alanda buluşabiliyor olmasıdır. Sanat tarihinin bazı kült eserleri ile sinemanın birleşimi de sanatın iç içe geçtiği en güzel örneklerdendir. Ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri de günümüzde pek çok sanat severin dikkatini çekmiştir. Tablohane olarak, bugünkü içeriğimizde tablolardan esinlenen filmlere değineceğiz. Böylece ünlü tablolardan esinlenen film sahneleri aracılığıyla sizleri farklı sanat dallarının ilham verici yolculuğuna çıkaracağız. Bu yolculukta tüm sanatseverlere keyifli okumalar dileriz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Zindan Adası olarak bilinen film, Gustave Klimt’in ünlü eseri Öpücük ile bütünleşmiştir. Ünlü tablolardan ilham alan filmde, Teddy Daniels ve Chuck Aule adında iki polisin akıl hastası olan bir kişinin kaybolması üzerine başlayan tehlikeli macera ve ilginç olayları üzerine kuruluyor. Filmin bir sahnesinde Leonardo DiCaprio Michelle Williams’a derin bir tutku ve şefkatle sarılıyor. Sahnenin kurgusu, renk kullanımı ve duruş ünlü oyuncuların yeteneği ile birleşerek Gustave Klimt’in The Kiss yani Öpücük tablosunu andırıyor. Ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri arasında en başta gelen bu film, sanat eserine benzerliği ve sanatsal deneyimin bir yansıması olarak sanat dolu bir şölen sunuyor. Gustave Klimt'in filmlere konu olan tablolar arasında yer alan aşk ve tutku dolu Öpücük eserini satın almak için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
A Clockwork Orange yani, Otomatik Portakal filmi de ünlü tablolardan ilham alan film sahnelerinin arasında yer alıyor. İlham aldığı tablo ise Vincent Van Gogh’un 1890 yılında resmettiği Egzersiz Yapan Mahkumlar ya da Tutuklular Çemberi. Filmde, Alex başta olmak üzere şiddet bağımlısı gençler gözaltına alınır. Burada alacakları cezayı bekleyen mahkumdurlar.
Van Gogh’un filmlere ilham olan tablolarından Tutuklular Çemberi ise aslında sanatçının akıl hastanesine yatırıldığı dönemde yapılmıştır. Filmde insanın gerçek anlamda mahkum olması, kötü alışkanlıklarına mahkum olması, kendi ruhunda mahkum olması gibi pek çok gönderme bulunur. Filmin sanat kurgusu ise kusursuz bir şekilde işlenmiş, resim ile oldukça benzerlik göstermektedir.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Ophelia, tarih boyunca birçok sanat eserine ilham olmuş bir karakterdir. Ünlü tablolardan ilham alan film sahnelerinin de haliyle başında gelmektedir. John Everett’in tablosunda Ophelia; güzelliği, üzerinde hem düğünü hem ölümü andıran beyaz kıyafeti, etkileyici bir bahar havasında, güzel çiçekler ile kendini Hamletin aşkından ölüme terk etmiştir.
Melankoli filminde ise yeni evlenen Justin ve Micheal çifti çok etkileyici bir törenle düğünlerini gerçekleştirmiştir. Fakat, Michael Justin’e göre çok depresif ve melankolik bir karakterdir. Tam da bu sırada melankoli adında bir gezegen dünyaya doğru yaklaşır ve haliyle bu durumda en çok etkilenen karakter filmin Ophelia’sı olmuştur. Millias’ın tablosu ile film sahnesi çok benzerlik göstermektedir. Etkileyici film tabloları arasında yer alan Ophelia’yı incelemek veya kanvas tablo modelinde satın almak için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Sandro Botticelli'nin Venüs’ün Doğuşu isimli tablosu sanat tarihinde ünlü tablolar arasında yer alır. Tarih boyunca da Venüs’ün Doğuşu pek çok sanata ve sanat eserine ilham olmuştur. İlham olduğu filmlerden birisi ile Baron Munchausen'in Maceraları isimli film.
18. yüzyıl sonlarında yaşadığı şehir kuşatılan Baron’un fantastik maceraları esas alınan bu filmin bir sahnesinde, uzun ve kızıl saçlarıyla fantastik boyutlarda bir deniz kabuğunun içinde adeta Venüs hatta Knidos Afroditi gibi duran Uma Thurman dikkat çeker. Ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri arasında bu an, dekorasyonu ile Venüs’ün Doğuşu ile çok benzemektedir. Ünlü Venüs’ün Doğuşu adlı eseri Tablohane’nin sunduğu tablo modelleri arasında kolaylıkla bulabilir, dilediğiniz boyutlarda dekorasyonunuza yeni bir dokunuş ekleyebilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Yalnızlığın ressamı Hopper’ın Gece Kuşları isimli eseri de ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri arasında girmeyi başarmıştır. Yalnızlık kavramının en vurgulu bir şekilde verildiği bu sanat eseri, Cennet Parası isimli filmde Herbert Ross’un yönetmenliğinde adeta canlanmıştır. Yeni çevirim olan film, müzikal içeriklidir. Filmin sanat kurgusu, öyle incelikle işlenmiştir ki Hopper’ın resminde çizdiği yer ile filmin çekildiği sahne aynı yerdir. Yani; burası Chicago Sanat Enstitüsü’dür. Resmi hatırlayın her ne kadar renkli bir tablo olsa da burada insanların içine döndüğü karanlık bir atmosfer bulunur. Filmin sanat yönetmeni de tıpkı tablonun insan üzerinde bıraktığı hislere hayat vermiştir. Bu etkileyici sanat eserini hem MDF tablo hem de cam tablo modeli olarak alabilir, evinizin duvarında hayat verebilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Beşinci Element filminde de ünlü tablolardan ilham alan film sahnelerine şahit oluyoruz. Gelecek zamanda geçen filmde dünya yok olmak üzeredir ve ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. Dünyayı kurtaracak olan şey ise beşinci elementtir. Filmin bir sahnesinde ise kadın oyuncunun duruşu ve vücudundaki sargıları Frida Kahlo’nun fiziksel ve psikolojik acılarını aktardığı ünlü otoportresi Kırık Sütun’dan ilham almıştır.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
İkili Oyun olarak bilinen 99 yapımı film de ünlü tablolardan ilham olan film sahnelerine yer verir. Filmde milyoner bir playboy hayatına heyecan katmak için ünlü bir Monet tablosu çalar. Daha sonra da peşine takılan kadın dedektife aşık olur. Başroldeki adamın duruşu ve dış görünüşü Rene Magritte’in 1964 yılında yaptığı ünlü İnsan’ın Oğlu isimli eseriyle çokça benzerlik gösterir. Sanatın içinde sanatı doğuran ve yansıtan değerli örneklerden biri olan bu eser ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri arasında yer alıyor.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
2006 yapımı Pan’ın Labirenti isimli filmin de ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri arasına girdiğini söyleyebiliriz. Bu filmdeki sanat eseriyle olan benzerlik ise, Francisco Goya’nın Oğlunu Yiyen Satürn isimli eseri. Baba ve evlat arasındaki çatışmalar ilkel iç dürtüler, sadizm gibi sert konular fantastik bir kurgu ile filmde hayat buluyor. Filmin hem felsefesi hem de sanat kurgusu bizleri Goya’nın 19. yüzyılından antik dönemin gizemli mitoloji konularına kadar götürür.
Pan’ın Labirenti’nde başrolde sadist bir babanın yaptığı eziyetlere şahit olan kızı ve bu vahşi hayattan uzak olmak üzere hayal dünyasına sığınması esas alınır. Fakat Ofelia bu çok da vahşetten kaçamaz. Dünyanın en etkileyi tablolarından biri olan Goya’nın Oğlunu Yiyen Satürn isimli eseri pek çok sanatçıyı etkilemiştir. Bu etkileyici eserin kanvas tablosuna erişebilmek ve incelemek için Tablohane’yi ziyaret edebilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
The Truman Show filmini birçok insan, izlemediyse bile ismini bilir. Bu filmde de ünlü tablolardan ilham alan film sahnelerine denk geliyoruz. Peter Weir’in yönettiği bu etkileyici film, distopik bir yapıya sahiptir. Dünyanın en iyi yerlerinden birinde bir topluluk gayet mutlu, kusursuz bir hayat sürer. Fakat bir süre sonra başroldeki karakter Truman bazı şeylerin yolunda gitmediğini fark eder ve yaşadığı hayatın bir illüzyon olduğunu anlar.
Filmin son sahnesi ünlü sanatçı Rene Magritte’in eseri olan Ay Işığında Magritte Mimarisi isimli eseriyle çokça benzerlik gösterir. Film senaryosu, sanat kurgusu ve Magritte’e yaptığı gönderme ile sanat dolu bir görsel şölen sunarak gerçeklik algımızla oynuyor.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Salvador Dali’nin Filler isimli eseri de ünlü tablolardan ilham alan film sahneleri arasında yer alıyor. Bu sahne, George Miller’in Çılgın Max: Öfkeli Yollar isimli filmde yer alıyor. Max, hayatta güçlü bir şekilde kalabilmek için tek çözümün yalnızlık olduğuna inandırılan bir baş karakterdir. Yaşadıkları ortamı zalimce yöneten üstlerinden kaçan bir grubun içindedir.
Filmin bir sahnesinde Dali’nin eseriyle benzerlik göstermesi ve yaptığı gönderme oldukça etkileyicidir. Film, iklim krizi ve nükleer savaşa dikkat çekiyor, Dali’nin sürrealist eseri Filler’de ise çölde alacakaranlık bir anda incecik, uzun bacakları ve sırtında dikili taşları ile karşılıklı bir şekilde birbirine bakan iki fil vardır. Buraya ait olmayan filler… Dali’nin bu filme ilham olduğu ilginç sürrealist eserini Tablohane’de bulabilirsiniz.
Önceki yazımıza https://www.tablohane.com/blog/kafe-ve-restoranlar-icin-essiz-tablo-onerileri-1248 linkinden ulaşabilirsiniz.