Wassily Kandinsky tabloları arasında “Composition” serisinin bir diğer ünlü eseri olan “Composition V” yine onun olgunluk döneminde yarattığı çalışmalardandır. Serinin diğer çalışmalarında olduğu gibi Wassily Kandinsky bu tabloda da soyutlamaya duyduğu ilgiyi açıkça gösterir. Soyut, belirgin olmayan, anlamlı ve muğlak figürlerin yer aldığı tablo, yoğun renk geçişlerini derinlikli olarak hissettirir.
Yukarıda yer alan ürünümüze görsele tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Resmin tam ortasına asimetrik olarak konumlandırdığı insan yüzünü andıran figürler, onun soyutlama konusunda ne denli yüksek bir yeteneğe sahip olduğunu açık biçimde gösterir. 1911 yılında yaptığı bu tabloda Wassily Kandinsky, renk geçişlerini ustaca kullanmış ve anlam dolu belli belirsiz figürlerle güçlü bir resim dili imgelemi oluşturarak kompozisyonunu betimlemiştir.
Wassily Kandinsky’nin bu tabloyu oluşturma süreci 1909 yılında dahil olduğu Yeni Sanatçılar Birliği’nden ayrılma sürecine denk gelir. 1911 yılında dönemin önemli ve büyük ressamlarının da yer aldığı birlikten ayrılan Wassily Kandinsky, soyutlama yetisini çok daha efektif ve güçlü bir şekilde ifade ettiği Composition V eseriyle, sanatsal perspektifini açık biçimde ortaya koymuştur.
Wassily Kandinsky’nin gruptan ayrılmasının en temel nedeni, onun resimlerinin birlik tarafından düzenlenecek olan sergide yer almamasıdır. Birlik, onun tablolarını fovizmden uzaklaştığı gerekçesiyle benimsemedi. Bununla birlikte Wassily Kandinsky, Yeni Sanatçılar Birliği içerisinde yer almaktan daima menün olmuş ve birlikten ayrıldığı son döneme kadar grubun içerisinde bulunmaktan dolayı mutluluk duymuştur.
Composition V tablosunda da serinin diğer eserlerinde olduğu gibi Wassily Kandinsky’nin müzik ve resim sanatının benzerliğine atıfta bulunan imgeler sıklıkla gözlemlenebilir. Ahenkli ve birbiriyle uyumlu seslerin birlikteliğini açık biçimde gösteren tablo, Wassily Kandinsky eserleri arasında belki de soyutlamanın en yüksek düzeyde hissedildiği oldukça etkileyici bir ambiyansa ev sahipliği yapar.
Adeta renklerin birbiriyle iletişim kurduğunu düşündüren tablo, keskin çizgilerden oluşmayan figürlerin merkezde toplandığı özel bir temaya sahiptir. Nerede başladığı ve nerede bittiği belli olmayan soyut figürler, tablonun ekseriyetini oluşturur. Muğlak ve geçişleri belirgin olmayan figürlerin yanı sıra tabloda oldukça keskin biçimde konumlandırılan figürler de bulunmaktadır. Üst bölgesi daha fazla hareketli ve belirgin renk geçişlerini içeren tablonun alt bölgesinde ise duruluk hâkimdir.