Geçmişten günümüze bir köprü niteliği taşıyan sanat, yaşam boyunca insanların en önemli ihtiyaçlarından biri olmuştur. Buna örnek olarak erken dönemlerde yaşayan insan topluluklarının mağaralarda yaptığı duvar ve kaya resimlerini gösterebiliriz. Bir şeyler anlatmak, anlatırken bunları sanata dönüştürmek aynı zamanda sanat ile kalıcı izler bırakmak hemen hemen her dönemde karşımıza çıkar. Bugün ise sanatçılar, gelişen teknoloji ile adapte olarak yapay zekâ ile sanat üretimi gerçekleştirmektedir.
Geçmişteki mağara resimlerinin yanı sıra kazılarda keşfedilen birçok eser üzerine işlenmiş nesne ve figür betimlemeleri, farklı dönemlerde kanvas tablolar içine yansıyan kareler hatta günümüzde çokça rağbet gören ve görmeye devam edecek olan, sanatın neredeyse zirvesi diyebileceğimiz Yapay zekâ (Al) sanatına kadar farklı dönemlerde ve boyutlarda görülür. Bugünkü konumuz yapay zekâ ile sanat üretimi olacak. Keyifli okumalar dileriz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
“Yapay zekâ” kavramı, yediden yetmişe birçok kişinin ilgi ve merakını uyandırır. Başlangıcından günümüze kadar güncelliğini koruyan yapay zekâ, bir bilgisayarın veya robotun, insanların yapabileceği görevleri gerçekleştirmesidir. Doğal zekânın aksine makineler tarafından görüntülenen zekâ türüdür. Bu zamana kadar yapay zekâ hakkında yapılmış birçok tanımlama vardır. Ayrıca yapay zekânın birden fazla alt disiplini bulunur.
Yapay zekâ ile sanat üretiminin yanı sıra “jeneratif sanat nedir?” sorusu akıllara gelir. Bu noktada jeneratif sanatın teknoloji, bilim ve sanatın bir arada yer aldığı, günümüzde bilgisayar ortamında elde edilmiş sanat eserleriyle sanat alanını etkileyen ve dönüştüren bir çağdaş sanat yaklaşımı olduğunu görmekteyiz. Jeneratif, üretken anlamındaki “Generative” kelimesinden gelir. Bu sebeple jeneratif sanatı, üretken sanat olarak düşünebiliriz. Jeneratif sanat, kişinin bilgisayar teknolojisi sayesinde hayal gücü ile yaratıcılığını keşfederek deneyimlemesini sağlar.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Yapay zekâ ile sanat yapmak mümkün müdür? Sizce yapay zekâ ve sanat ilişkisi nedir? Yapay zekâ sanat yapabilir mi ya da yapay zekânın sanata etkisi nedir? Tüm bu soruların cevabını bulabilmek için birlikte düşünmeye ve tartışmaya ne dersiniz? Gelenekselleşmiş yani belli bir kalıba oturmuş sanat formlarını geride bırakan yapay zekâ, teknolojiyle birlikte yeni, farklı ve deneysel sanat oluşumlarını keşfetmeyi sağlar. Yaratıcı düşünce sistemi ile teknolojiyi kullanarak resim, müzik, edebiyat gibi farklı türdeki birçok sanat alanında yapay zekâ ile sanat üretimi mümkündür. Örneğin yapay zekâ, görsel materyalleri toplayıp bir araya getirerek kendine bir alt yapı kurup buradaki gerçek resimlerden, sanatsal eserlerden veya bulduğu herhangi bir resimden yeni resimler oluşturabilir.
Diğer yandan belirli tarzları veya nitelikleri taklit ederek bu oluşumlara farklı bir boyut kazandırabilir. Herhangi bir sanatçının üslubunu kopyalayabilir ya da örnekleyebilir. Ve çıkan sonuç benzersiz olacaktır. Buradan anlaşılacağı üzere yapay zekânın sanata etkisi büyüktür ve AI ile sanat üretimi yapılabilir. Farklı bir örnek vermek gerekirse AI, bir müze severin ilgi ve merakı doğrultusunda ona önerilerde bulunabilir. Hatta sanat eserlerinin tanıtımını yani daha iyi anlaşılmasını ve kavranmasını sağlamak için interaktif rehberlik yapabilir.
Yapay zekâ denilince akla gelen ilk isimlerden biri Refik Anadol’dur. 1985 yılında İstanbul‘da dünyaya gelen Türk sanatçı Refik Anadol, yeni medya sanatı alanında önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla yapay zekâ ile sanat yaratma konusunda da dijital medya sanatçısı olan Anadol’u örnek göstermek yanlış olmayacaktır. Bilim-sanat birleşiminde öncelikle yeni medya çalışmalarına yer vermiştir. Buna örnek olarak “Eriyen Hatıralar” sergisi gösterebilir.
Refik Anadol eserleri, çoğunlukla yapay zekâ algoritmalarından yararlanılmış gerçekte var olmayanı hayata geçirmek üzerinedir. Yapay zekâ sanatçısı Anadol, eserlerinde mimariyi ve oluşturduğu dijital kurguları bir araya getirir. Bilim kurgu türünden ilham alarak yaptığı “Machine Hallucinations – Space Metaverse” isimli eseri, oldukça dikkat çekicidir. Refik Anadol’un yapay zekâyı sanat ve mimari ile birleştirip bu alanda birçok eser oluşturması yapay zekâ ile sanat üretimi mümkün mü, yapay zekâ sanat yapabilir mi sorularının cevabını vermekle birlikte yapay zekâ ve sanat ilişkisini de açıklar niteliktedir. Şimdi ise yapay zekâ, sanatın yaratıcılığını nasıl etkiler sorusuna bir göz atmaya ne dersiniz?
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Yapay zekâ, sanat ile yaratıcılık üzerine sanatçıya yeni fırsatlar sunabilir. Yapay zekâ sanatı diğer adıyla Al sanatı, teknolojiyle bireyin düşünce ve hayallerini birleştiren aynı zamanda ilgi ve merak uyandıran bir olgudur. Sanatın yaratıcılığını ve sınırlarını genişleten yapay zekâ, sanatçı olmayan bir kişinin bile hayal gücünü ve fikirlerini dijital eser veya dijital sanat olarak görselleştirebilir.
Yaklaşık 30 yıl önce gelişmeye başlayan yapay zekâ sanatı, aşamalı bir şekilde oluşmuş ve popüler hâle gelmiştir. Teknolojiyle beraber, yapay zekâ sanatı da gelişmeye devam ediyor. Hayal gücümüzün sınırı yoktur. Ve bu sınırsızlığı günümüzde en iyi uygulamanın şekli yapay zekâ sanatıdır. Yapay zekâ, gerekli algoritmaları kullanarak, çeşitli sanat üsluplarını kopyalayarak ve yeni oluşumlar yaratarak var olan dışında seri bir şekilde eserler sunuyor. Bu da biz insanları hem heyecanlandırıyor hem cezbediyor. Sanat üretimi sırasında yaratıcılık en önemli olgudur. Al sanatı, eşi benzeri olmayan görseller yaratır ve heyecan verici eserler üretir. Yapay zekâ ile sanat üretimi, yaratıcılığın ve orijinalliğin ön planda olmasını sağlar. Üstelik siz de yapay zekâyı kullanarak hayalinizdeki dekoratif tablo modelleri oluşturabilirsiniz. Tasarlamış olduğunuz eserinizi Tablohane ile duvar tablosu haline getirebilirsiniz. Bunun için kanvas, MDF ve cam tablo modellerinden birini seçerek tasarımınızı tamamlayabilirsiniz.
Yukarıdaki görsele tıklayarak ürünümüze ulaşabilirsiniz.
Yapay zekânın her alanda olduğu gibi sanat alanında da getirileri oldukça fazladır. Yapay zekâ ile sanat üretiminin avantajlarından biri yapay zekâ ile sanatın yeni versiyonlarını oluşturmaktır. Bu sanat sayesinde kişiler farklı alanlarda yeni yöntemlerle kendilerini ifade etmeyi öğreniyor. Sanat, mimari, tarih ve kültürden ilham alarak çizimlere hayat veriyor ve olağanüstü eserleri ortaya çıkartıyor. Yaratıcılık yeteneğinin gelişmesini, keşfetmeyi, üretmeyi, hayal etmeyi ve bunu uygulamaya geçirmeyi sağlıyor. Hatta hayal gücünün sınırlarını zorluyor diyebiliriz. Hayatta gerçekleşmesi mümkün olmayan ya da çekilemeyen doğaüstü sahnelerde kullanılması için hiper-gerçeklik üzerine veriler üretir. Yapay zekâ, sağladığı bu avantajlarla tüm dünyayı etkisi altına almayı başarıyor!
Daha önce de bahsettiğimiz gibi yapay zekâ ile sanat üretimi mümkündür. Bu bağlamda sizler dijital eserlerinizi sanal ortamda saklamak yerine evinizi ya da iş yerinizi ilgi çekici kılmak için söz konusu değerli eserlerinizi tablolara dönüştürebilirsiniz. Bu gerçekleştirmek için en güvenilir adres olan Tablohane’ye bekleriz. Tablohane, teknolojiyi doğru, etkili ve yerinde kullanarak kişiye özel kendin tablo tasarla seçeneğiyle bu fırsatı sizlere sunmaktadır. Bu sayede dijital ile fiziksel dünyalar arasında etkili bir köprü kurabilir ve yapay zekâ ile sanat üretiminden siz de faydalanabilirsiniz. Dijital eserlerinizi çeşitli tablo modelleri arasından kanvas tablo, cam tablo veya MDF tablo olarak seçip sipariş verebilirsiniz.
Önceki yazımıza https://www.tablohane.com/blog/renklerin-sairi-marc-chagallin-buyulu-dunyasi-1262 linkinden ulaşabilirsiniz.