Paul Gauguin, 7 Haziran 1848 yılında doğan ve 8 Mayıs 1903 yılında ölen Empresyonist bir Fransız ressam olarak bilinmektedir. Paris’te hayata gözlerini açan Paul Gauguin, 1851 yılında Peru’ya yerleşmiş ve hayatına orada devam etmiştir. Babası yolculuk esnasında öldüğü için erken yaşta zor şartlarda büyümek zorunda kalan Gauguin, sürekli şehir değiştirerek hayatına devam etmiştir. İzlenimci resimler satın alarak koleksiyonlar hazırlayan Paul Gauguin, sanat alanında belirleyici bir rol oynamaktadır.
Paul Gauguin, 8 Haziran 1848’de doğan Fransız ressamdır. Aynı zamanda yazar olan Gauguin, kendi anılarından oluşan bir kitap kaleme almıştır. Paul Gauguin’ın hayatı birçok dönüm noktasından oluşur. Fransa’nın başkenti Paris’te doğan sanatçı, 3 yaşındayken ünlü bir liberal girişimci olan babasının gazetede yazdıklarından dolayı ailesiyle birlikte buradan uzaklaşmak zorunda kalır.
Henüz 3 yaşındayken Peru’ya göç eden Paul Gauguin, üstelik bu yolculukta babasını kaybetmiştir. Peru’da geçen 4 yılın ardından Paris’e geri dönen aile, daha önce sahip oldukları zenginlik ve itibardan oldukça uzaktadır. Buna karşın Paul Gauguin’ın eğitim hayatı, hep dönemin iyi okullarında devam etmiştir.
14 yaşındayken Paris’teki donanma hazırlık okuluna başlayan Paul Gauguin, burada geçirdiği 3 yılın ardından pilot asistanı olarak donanmada görev almaya başladı. Bu süre zarfında dünyanın birçok noktasını doğrudan keşfetti.
7 Temmuz 1867 tarihinde annesi yaşamını yitirdiğinde Paul Gauguin, ülkesinden çok uzaktaydı. Annesinin yaşamını yitirdiğini kız kardeşi Marie’den aldığı bir mektupla Hindistan’da öğrenmişti. Daha sonra ülkesine geri dönerek Paris’te borsacı olarak iş yaşamına devam etti. Henüz 23 yaşındayken Paris’in en saygın ve başarılı iş insanlarından biri hâline dönüştü.
Fakat Paul Gauguin’ın en önemli dönüm noktalarından biri 1882 yılında gerçekleşti. Bu yılda yaşanan ağır ekonomik sorunlar sonucunda Paris borsası çöktü. Bu çöküşle birlikte servetini büyük oranda yitiren Gauguin, daha önce boş bulduğu dönemlerde ilgilendiği resim sanatını bundan sonra tam zamanlı olarak icra etmeye başladı. Onun en önemli ve ünlü eserleri, tam da bu dönemde oluştu.
Gauguin, başlarda Empresyonizm (İzlenimcilik) akımını benimsemiş olsa da daha sonra bu ekolün kendisine yeterli gelmediğini düşünmüştür. Bundan dolayı yaşamının ilerleyen döneminde pastoral detayların ön plana çıktığı Afrika ve Asya sanatına çok daha fazla ilgi duymuştur.
Paul Gauguin’ın eserleri, her ne kadar çocukluk döneminde bu alana ilgi duysa da, ilk olarak 1873 yılında ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde ortaya koyduğu yapıtlar, büyük oranda Empresyonizm’in gölgesi altında gelişmiştir. Yine bu dönemde Empresyonistlerin sıklıkla buluştuğu kafelere giderek yeni arkadaşlıklar kurmuştur.
1870’li yılların sonuna doğru Camille Pissarro ile tanışmıştır. Pissarro, onu diğer ressamlarla tanıştırarak resim yaşamı açısından oldukça kritik bir yer edinmiştir. Paris borsası çöktükten sonra resim sanatını fazlasıyla icra eden Gauguin, bu dönemde Avangard akımına ilgili olmuştur. Ayrıca Asya ve Afrika sanatının yanı sıra Japon resimleriyle de yakından ilgilenmiştir.
Paul Gauguin’ın ilk dönem eserleri oldukça karmaşık detaylarla sentez bir hâldeydi. Bu tablolarda ne renkler baskındı ne de formlar belirgindi. Pastoral sanat akımına çok daha yakın pozisyonda konumlanan Paul Gauguin, ince geçişlerden oluşan perspektifi tümüyle reddederek oldukça keskin tablolar oluşturmuştur.
Paul Gauguin’ın eserleri, tıpkı yaşamı gibi oldukça geniş bir perspektifi içerisinde barındırmaktadır. Yaşamının büyük bir bölümünü seyahat ederek ve dünyanın faklı noktalarında ikâmet ederek geçiren Gauguin’ın tablolarında bu gezilerden izler sıklıkla görülmektedir. Özellikle Haiti, Panama, Peru ve Danimarka seyahatleri, onun sanatında oldukça özel bir yere sahiptir.
Gerçekleştirdiği tüm seyahatlerde ve ikâmet ettiği bölgelerde resim sanatına olan ilgisini daima sürdürmüş, resim yapmaya devam etmiştir. Paul Gauguin’ın en ünlü tabloları genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir:
• Still Life With Oystres – 1876
• Autumn Landscape – 1877
• The Embroiderer or Mette Gauguin – 1878
• Women Bathing – 1885
• Van Gogh Ay Çiçekleri Çalışırken – 1888
• Zeytin Bahçelerinde İsa – 1889
• İki Tahitili Kadın – 1899
Paul Gauguin’ın en ünlü tabloları, büyük oranda Haiti’de yaşamını sürdürdüğü dönemde ortaya koyduğu eserlerdir. Bu yapıtlar, Haiti’deki yaşamı tasvir etmektedir ve ilkelcilik tarzında resmedilmiştir. Paul Gauguin, bu tarzda resim yaptığı için fazlasıyla eleştiri almıştır.
Yukarıda yer alan ürünümüze görsele tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Paul Gauguin’ın en ünlü tabloları arasında yer alan İki Tahitili Kadın tablosu, ünlü ressam tarafından 1899 yılında oluşturulmuştur. O dönem Paul Gauguin’ın sanatsal perspektifine yapılan en temel eleştiriler, bu tabloda da açıkça gözlemlenebilir. Öyle ki tablo, ilkelcilik anlayışıyla oluşturulmuştur. Tam ortada iki tane Tahitili kadın vardır.
Ayrıca Gauguin’ın eserleri içerisinde Tahitili kadın figürleri yaygın olarak gözlemlenebilir. Tahiti’ye yaptığı geziden oldukça etkilenen Gauguin, birçok tablosunda buradaki kadınlara yer vermiştir. İki Tahitili Kadın tablosu da benzer konseptte oluşturulmuş eserler arasındadır. Tabloda mango çiçeği tutan üstü çıplak olan ve göğüs bölgesi görünen iki kadın tasvir edilmiştir.
Paul Gauguin’ın tabloda yer verdiği kadınlar, diğer bazı tablolarında da aynı karakteristik özelliklerle farklı formlarda resmedilmiştir. Tabloda kadınların göğüsleri, tuttukları çiçeklere benzetilmiştir. Bu tasvir, Fransız resim sanatında sıklıkla kullanılan bir benzetmedir.
Bununla birlikte tabloya yönelik en çarpıcı yorum, İki Tahitili Kadın tablosunda ideal Tahitili kadın tasarımını oluşturma eğilimi gösteriyor olmasına yöneliktir. Tabloda resmedilen iki kadın, oldukça klasikleşmiş ve belirgin olmayacak şekilde merkezdedir. Dolayısıyla tablodaki kadınların çıplaklığı normalleştirilmiştir.
Çıplaklık normalleştirildiği gibi aynı zamanda tabloda ince ve naif hava esintisi de açık biçimde gözlemlenebilmektedir. Gizemli bir arka plana sahip olsa da tablo, temel olarak Tahitili kadınların normal yaşamlarında çıplak olarak var olabileceklerini ifade eder.
Yukarıdaki ürünümüze görsele tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Paul Gauguin’ın en ünlü tablolarından biri, D'ou Venons-Nous’dur. “Nereden geliyoruz?”, “Nereye gidiyoruz?” ve “Neredeyiz?” üçlemesinin en dikkat çeken tablosudur. Tablo, Paul Gauguin tarafından bir başyapıt olarak değerlendirilmiştir. Tablonun en önemli ve dikkat çeken bölümü, tam merkezde konumlanan ve elma almak üzere olan insan figürüdür.
Yukarıdaki ürünümüze görsele tıklayarak ulaşabilirsiniz
Paul Gauguin’ın en ünlü tabloları arasında yer alan Nafea Faa Lpoipo? tablosu, Türkçeye “Ne Zaman Evleneceksin?” ya da “Benimle Ne Zaman Evleneceksin?” şeklinde çevrilebilir. Dünya çapında son derece ünlü olan ve yukarıda bahsedilen tablolardan çok daha fazlasını hazırlayan Paul Gauguin, ortaya koyduğu yapıtların tablo hâline getirilmesiyle çok daha popülerleşmiştir.
Dünyaca ünlü ressamların birbirinden çeşitli tabloları, sizlere Tablohane kalitesiyle sunulmaktadır. Birbirinden farklı ve şık Paul Gauguin tablolarına uygun fiyatlarla sahip olmak için sitemizi ziyaret edebilir, kategorilerimizi inceleyerek yaşam alanlarınıza benzersiz şıklıklar katabilirsiniz.